İbrahim Sadri-Seccaden Kumlardı
Devirlerden diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı
Mescit mü’min minber mü’min
Taşardı kubbelerden Tekbir
Dolardı kubbelere “âmin”
Ve mübarek geceler dualarımız
Geri gelmeyen dualardı
Geceler ki pırıl pırıl kandillerin yanardı
Kapına gelenler ya Muhammed
Uzaktan yakından Mü’min döndüler kapından
Besmele ekmeğimizin bereketiydi
İki dünyada aziz ümmet;
Muhammed ümmetiydi
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın âminler
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar Yâsinler
Şimdi seni ananlar anıyor ağlar gibi
Ey yetimler yetimi ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın yoksulların sahibi
Nerde kaldın ey Resul
Nerde kaldın ey Nebi?
Günler ne günlerdi ya Muhammed
Çağlar ne çağlardı
Daha dünyaya gelmeden Mü’minlerin vardı
Ve bir gün ki gaflet çöller kadardı
Halîme’nin kucağında Abdullah’ın yetimi
Âmine’nin emaneti ağlardı
Hatice’nin goncası Aişe’nin gülüydün
Ümmetinin gözbebeği göklerin resulüydün
Elçi geldin elçiler gönderdin
Ruhunu Allah’a elini ümmetine verdin
Beşiğin yurdun yuvan Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin
Biz bu dünyadan nereye göçelim ya Muhammed?
Yeryüzünde riyâ inkâr hıyanet
Altın devrini yaşıyor
Diller sayfalar satırlar “Ebu Leheb öldü” diyorlar
Ebû Leheb ölmedi ya Muhammed
Ebû Cehil kıtalar dolaşıyor
Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi ey Nebî
Adına alışkın dudaklarımız
Artık yolunu bilmiyor;
Artık yolunu unuttu ayaklarımız
Kâbe’ne siyahlar yakışmamıştır ya Muhammed
Bugünkü kadar
Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi ey Nebî
Adına alışkın dudaklarımız
Artık yolunu bilmiyor;
Artık yolunu unuttu ayaklarımız
Kâbe’ne siyahlar yakışmamıştır ya Muhammed
Bugünkü kadar
Hased gururla savaşta;
Gurur Kafdağı’nda derebeyi
Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği
İyiliğin türbesine türbedâr oldu iyi
Vicdanlar sakat çıkmadan yarına
İyilikler getir güzellikler getir Âdemoğullarına
Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Tâif’tir kimi Hayber’dir
Fethedemedik yâ Muhammed senelerdir
Ne doğruluk ne doğru;
Ne iyilik ne iyi
Bahçende en güzel dal
Unuttu yemiş vermeyi
Günahın kursağında haramların peteği
Bayram yaptı yabanlar;
Semâve’yi boşaltıp Sâve’yi dolduranlar
Atını hendeklerden bir atlayışta aşırdı aşıranlar
Ağlasın Yesrib ağlasın Selman’lar
Gözleri perdeleyen toprak
Yüzlere serptiğin topraktı
Yere dökülmeyecekti ey Nebî
Yabanların gözünde kalacaktı
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın âminler
Mübarek akşamdır; gelin ey Fatihalar Yasinler
Yüreklerden taşsın Yine imanlar
Itrî bestelesin Tekbir’ini;
Evliya okusun Kur’ân’lar
Ve Kur’ân-ı göz nuruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osman’lar
Na’tını Galip yazsın
Mevlid’ini Süleyman’lar
Sütunları kemerleri kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan’lar
Çarpılsın hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar
Gel ey Muhammed bahardır
Dudaklar ardında saklı Âminlerimiz vardır
Hacdan döner gibi gel;
Mirâc’dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır
Bulutlar kanat rüzgâr kanat;
Hızır kanat Cibril kanat;
Nisan kanat bahar kanat;
Ayetlerini ezber bilen yapraklar kanat
Açılsın göklerin kapıları
Açılsın perdeler kat kat
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına yetimler günahsızlar
Çöl gecelerinden yanık Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezanlarını Dâvûd okusun
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın âminler
Mübarek akşamdır; gelin ey Fatihalar Yasinler
İbrahim Sadri
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.