Canım Efendim
Perîşân-hâlün oldum sormadun hâl-i perîşânum
Gamundan derde düşdüm kılmadun tedbîr-i dermânum
Ne dersen rûzgârum beyle mi geçsün güzel hânum
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Ey sevgili! Senin aşkından dolayı perişan hâllere düştüm, fakat sen benim bu hâlimi hiç sormadın. Senin gamından dolayı derde düştüm; sen, bana hiç derman olmadın. Benim güzel sultanım, ne dersin, benim zamanım böyle mi geçsin? Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Esîr-i dâm-ı ışkun olalı senden vefâ görmen
Seni her kanda görsem ehl-i derde âşinâ görmen
Vefâ vü âşinâlık resmini senden revâ görmen
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Ey sevgili! Aşkının tuzağının esiri oldum olalı, senden hiç vefa görmedim. Seni her nerede görürsem göreyim, dert ehli âşıklara yakın olduğunu görmedim. Vefa ve dostluk usûlünü sana asla reva görmem, asla senden böyle davranışlar beklemem. Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Değer her dem vefâsız çerh yayından bana bin oh
Kime şerh eyleyem kim mihnet ü endûh u derdüm çoh
Sana kaldı mürüvvet senden özge hîç kimsem yoh
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Vefasız dünyanın yayından bana her zaman binlerce ok değer. Derdim, kederim, üzüntüm o kadar çok ki hâlimi kime anlatayım. Ey sevgili! Mürüvvet sana kaldı, benim senden başka hiç kimsem yok. Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Gözümden dem-be-dem bağrum ezüp yaşum kimi gitme
Seni terk itmezem çün ben beni sen dahi terk itme
İyen hem zâlim olma ben gibi mazlûmı incitme
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Ey sevgili! Gözümden sürekli akan ve bağrımı ezerek giden gözyaşım gibi sen de gitme. Ben seni asla terk etmem, ne olur sen de beni terk etme. Sen zâlim olma, benim gibi bir mazlumu incitme. Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Katı gönlün neden bu zulm ile bî-dâdâ râgıbdur
Güzeller sünneti olmaz cefâ senden ne vâcibdür
Senün tek nâzenîne nâzenîn işler münâsibdür
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Ey sevgili! Senin taş kalbin zulme ve adaletsizliğe meyillidir. Cefa etmek, güzellerin âdeti değildir. Senden neden sürekli cefa zuhur ediyor? Senin gibi nazlı bir güzele, nazikçe işler yaraşır. Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden ahıdan seyle
Yamanlıkdur işün uşşâk ile yahşi midür beyle
Gel Allah’ı seversen bendene cevr itme lûtf eyle
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Ey sevgili! Sen dert ehli âşıkların gözünden akıttıkları yaşa bakmıyorsun. şıklara olan davranışların çok fena, bu sence güzel bir durum mu? Eğer Allah’ı seviyorsan ben kuluna bu kadar cevretme, bana lutfet. Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Fuzûlî şîve-i ihsânun ister bir gedâyundur
Dirildükçe seg-i kûyun ölende hâk-i pâyındur
Gerek öldür gerek ko hükm hükmün rây râyındur
Gözüm cânum efendim sevdüğüm devletlü sultânum
(Fuzûlî, senin kapında iyilik cilveni isteyen bir dilencidir. Dirildiğinde senin mahallenin köpeği, öldüğünde ise senin ayağının toprağıdır. İster öldür ister sağ bırak, hüküm senin hükmün, karar senin kararındır. Gözüm, canım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.)
Serdar Tuncer
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.