Abdullah İnan-Piri Sami Hazretleri Neden İlerleyemiyor
-Selamün Aleyküm kolay gelsin kardeşim.
-Aleyküm selam.
-Sami Efendi sen buraya geleli nerdeyse altı ay oldu. Ailen çoluk çocuğun bunca zamandır ne yapıyorlar.
-Geçenlerde burdan giden biriyle bir mektup gönderdim. Köye dedemin yanına dönmelerini, benden artık umudu kesmelerini, beni tamamen unutmalarını söyledim. Herhalde öyle yapmışlardır.
-İnşaallah hayırlısı neyse o olsun. Neyse sen bulaşığa devam et ben gidip ambardan erzak getireyim.
-Zaman çok çabuk geçiyor, ey Sami bu kapıya geleli altı ay oldu. Altı aydır da bulaşık yıkamaktan başka da iş yapmıyorsun. Bunca zamandır en ufak bir istifaden de olmadı. Altı ayda altı arpa boyu yol alamadın. Anlaşılan bu yola layık değilsin sen. En iyisi izin isteyip gitmek. Aman Allahım neler düşünüyorum, hani bu yola başkoymuştun, hani ya olacaktın ya ölecektin böyle mi söz vermiştin ey Sami. Tövbe eyledim Allahım tövbe eyledim bin kere tövbe ettim.
-Selamün Aleyküm
-Aleyküm selam.
-Maşaallah maşaallah kolay gelsin kardeşim, pek de temiz yıkamışsın.
Nedendir bilmiyorum elim ayağım zangır zangır titriyor.Mübarek hocamı her gördüğümde yüreğime bir şeyler saplanıyor sanki. İşte bak yine aynı şey oldu. Cevap da veremiyorum ne söylesem acaba. Edepsizlik yapmış olur muyum?
Ey Sami, en iyisi susmak.
-Sen geleli kaç ay oldu ya Sami
-E,şey altı ay oldu Efendim.
-Ya altı ay oldu demek. Çok uzun bir zaman. Ama altı aydır bulaşık yıkamaktan başka bir iş yapmıyorsun. Bunca zamandır en ufak bir istifaden de olmadı. Altı aydır altı arpa boyu yol alamadın değil mi?
Aman Allahım kalbimden geçenleri okuyor. Ne yaptın Sami. Yine bir yığın çam devirdin. Âlimlerin yanında diline ariflerin yanında kalbine sahip çıkmayı bilmiyorsun.
-Anlaşılan bu yola layık değilsin sen. İzin verip seni göndersek mi ne dersin.
_bağışlayın Efendim hata ettim, ben tövbe etmiştim ama bin kere tövbe etmiştim.
-Üzülme kardeşim, biz seni senden daha iyi biliriz. Doğru düşünmüşsün, altı aydır sana bir şeyler vermeye çalışıyoruz lakin henüz bir netice alamadık. Senin üzerinde kul hakkı olsa gerektir evladım. Sana bir süre izin veriyoruz. Git bu kul hakkını öde öyle gel. Yoksa altmış sene kalsan nafile. Hiç bir netice alamayız.
-Ha Sami
-Buyurun Efendim
-Gelirken bize kıymetli bir seccade de getirirsin artık.
-Peki Efendim.
-Hayrola kardeşim yolculuk mu var.
-Evet Fethullah Efendi
-Hayırdır
-Seyda Hz.leri üzerimde kul hakkı olduğunu söylemişti, düşününce hatırladım. Bir tarihte Hınıs’ta Cafer adındaki bir ağadan işlerim için bir miktar para almıştım. Ödemeye fırsatım olmadı. Şimdi bu borcu ödemeye gidiyorum.
-Yolun açık olsun kardeşim.
-Sizi hanemizde görmek ne güzel Sami Hoca. İnşaallah uzun kalırsınız da bol bol istifade ederiz sizden
-Sağol Cafer Ağa. Buraya size olan borcumu ödemek için geldim.Lakin ödeyebilecek kadar param yok. Bana bir iş verseniz de bir an önce borcumu ödeyip helallik alıp ödesem.
-Hocam bizim işçiye ihtiyacımız yok, daha doğrusu size verebileceğimiz bir iş yok.
-Etme Cafer Ağa. Ben ne yaparım şimdi. Bu helalliği almadan buradan gidemem.
-Bilmem ki nasıl yapsak.
-Allah Allah. Ben ne yapacağım şimdi. O borcumu mutlaka ödemem lazım. En iyisi gidip başka bir yerde iş arayayım. O kadar para nasıl kazanılır. Üstüne üstlük bir de Seydamın sipariş ettiği seccadeyi almam lazım.
-Üzülme hemen. Her şeyin bir çaresi vardır. hakkımı helal ederim ancak bir şartla.
-Tamam kabul ediyorum şartını.
-Daha şartımı öğrenmedin ki hocam. Ağır bir şart olabilir.
-Ne olursa olsun kabul ediyorum.
-Benim kıymetli bir seccadem var. Bunu Abdurrahman Taği Hz.lerinin bir talebesine hediye edeceğim diye niyet etmiştim. Bu hediyeyi kabul edersen hakkımı helal ederim.
-Bütün şartın bu mu gerçekten.
-Evet bu.
Aman Allahım bu aşikar hocamın bir kerameti. Durma Sami bir an boşa geçirme. Koş koş o kapıya feyizin kaynağına koş.
-Sami geldi mi Fethullah.
-Hayır Efendim. Ailesini görmek için Erzincan’a uğramış olabilir Efendim.
-Allah Allah onu çok yakında hissediyorum. Bir bakın bakalım buralarda olmalı.
-Evet Efendim işte bahçe kapısından giriyor.
-Selamün Aleyküm Efendim.
-Aleyküm Selam Sami. Geldin mi evladım.
-Geldim Efendim.
-Erzincan’a da uğrasaydın keşke. Çoluk çocuğun özlemiştir seni.
-Erzincan için izin almamıştım Efendim.
-Seccademi getirdin mi?
-Getirttiniz Efendim.
-Hoşgeldin evladım sefalar getirdin.
Abdullah İnan
Sitemizde sanatçıya ait toplam 17 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.