Yusuf Ziya Özkan-Dua
Âmin. Euzü billahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin Vessalatu vesselamu ala seyyidina Muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ecmain. Ya Rabbel Âlemin. Ya Erhamerrahimin. Ya Hayyu ya Kayyum. Ya Zel Celali vel ikram.
Lutuflarını üzerimize sağanak sağanak yağdıran güzel isimleri ve sıfatlarıyla her an ayrı bir tecelli gösteren Rabb-i Rahimizi bu gece sen olmasaydın mevcudatı yaratmazdım buyurduğun Habibin rahmeten lil âlemin sonsuz nur Hz. Muhammed Mustafa s.a.v. Efendimizin doğum gecesi.Mevlid kandili. O insanlığın iftihar tablosudur. On dört asırdan beri dünya çapındaki en büyük dahiler dev filozoflar ve her biri düşünce semamızın yıldızı nice mütefekkir ve ilim adamları hep onun arkasında el pençe divan durmuş ve ona hitaben= “Sen, sana mensubiyetle övündüğümüz insansın” demişlerdir.
Bizler de düşe kalak yarım yamalak da olsa ona mensubiyetimizi ifade etmek istiyoruz. Bizi de ona hakiki ümmet eyle ya Rabbi. İnsan sevdiğini bildiği ölçüde sever. Bilmediğinin de düşmanı olur. Eğer beşeriyet onu tanısaydı onun için mecnun olur yollara düşerdi. Ruhları onun yad-ı cemili sarınca burnunun direği sızlar ve gözleri yaşlarla dolardı dolardı da onu pak semtine Peygamberlik dünyasına tertemiz iklimine girebilmek için ürperir, onun aşkının ateşiyle yanan kalbinin küllerine hayat gelsin diye rüzgârın önüne katılır ve hep oraya doğru sürüklenirdi. Ne olur Allahım bütün bilmeyenlere onu bildir bütün tanımayanlara onu tanıt onunla aramızdaki engel ve perdeleri kaldır, ona bilmediği için düşmanlık edenleri de hidayete erdir ya rabbi. Onu bilmediği tanımadığı dönemde ona karşı ordular sevkedenler her türlü tepkiyi gösterenler bilir hale gelince o nuru tanıyınca etrafında pervane oluyorlardı. bize de onu tanıtabilecek güç kuvvet basiret ihlas ve samimiyet lutfeyle ya rabbi. Aslında akıllarımız alsa da almasa da sineler o şem’aya o güneşe pervanedir. Çok yakın bir gelecekte şimdiye kadar bir türlü ona koşmayıp da kış sinekleri gibi takılıp yolda kalan derbeder ve perişan akıllar yolda kalışlarına pişman olacak ve ellerini dizlerine vurarak biz niye pervane olup ona koşmadık diyeceklerdir. Ne olur Allahım her şey bitmeden çok geç olmadan bu güzellikleri bizlere de göster ya Rabbi. İzzeti ve ikramı nihayetsiz Rabbimiz dünya bizim için bir imkân ahiretimizi ancak burada kazanabileceğiz. Dünya hayatı sonlu ve sınırlı olduğu gibi bizi donattığın bilgi vasıtaları da sınırlı. Her şeyi tam bilmemiz mümkün değil. Bu gece âlemlere rahmet olarak dünyaya getirdiğin zaman ve mekânın Efendisi gür sesli bir dellal olarak bize bilmediklerimizi bilemeyeceklerimiz öğretti. Kâinatın ve varlığın manasını açıkladı. Şu uçsuz bucaksız sema içindeki ay güneş yıldız ve bütün varlık emrine verilmiş insan nereden gelir nereye gider ve neye namzettir izah ve ilan etti. Varlığın perde arkasını ruhlara duyurdu. O olmasaydı kâinat da insan da manasız olurdu. Hz. Muhammed a.s. eşyaya mana kazandıran insandır. Onu bizim için sevgililerden daha sevgili eyle ya Rabbi. Sevgisini gönlümüze öyle duyur ki adı anılınca burnumuzun direği sızlasın ve onun müstesna iklimine dehalet edelim ve her şey yerli yerini ve manasını bulsun. O bir huzur insanıdır. Onun getirdiği mesaj bir huzur kaynağıdır. Evet beşer ona döndüğü zaman huzur ve itminana kavuşacak derbederlikten eyyamın elinde oyuncak olmaktan dünya ve ukba sefaletinden kurtulacak ve insanlık semasına yükselecektir ve tarih buna en büyük şahittir. İnsanlığa yeniden bu huzuru tattır ya Rabbi. Huzur ve saadet vesilesini tanıttır ya Rabbi. Sevdiğini bize de sevdir ve bu sevgi sayesinde şu anda cemiyetin kararan çehresini değiştir ya Rabbi. O hep bizi düşündü bizim için yaşadı. Bizim cennete ehil hale gelebilmemiz için ne gerekiyorsa yaptı. Cennete giden yolu gösterdi ve Cehennemden de hep sakındırdı. Hüzünlü olduğu bir gündü. Aslında o daha çok hüzünlüydü. Benim bildiklerimi bilseniz gülemezdiniz diyordu. Evet hüzünlü olduğu bir gündü, ağlıyor ağlıyor durmadan ağlıyordu. Cibril a.s. geldi ve Allahtan selam getirdi ve Cenab-ı Hak Muhammed’im niçin ağlıyor acaba diye soruyor dedi. Allah Rasulü s.a.v. ağlamaktan cevap veremiyordu. Sadece dudaklarından şu kelime dökülebildi=Ümmeti ümmeti. Gelişinden kıyamete kadar her şey onun ümmetiydi. Dert ve ızdırap belliydi. Onun ümmeti. Cibril durumu rapor ediyor ve Cenab-ı Hak ikinci bir selamla yeniden onu Habibine gönderiyor ve şu sözlerle teselli ediyordu=Git Habibime selam söyle ve de ki, muhakkak ümmetin hakkında seni razı edecek ve seni asla tasa ve keder içinde bırakmayacağız. Bu ne güzel müjde ya Rabbi. Biz de onun ümmeti olma gayretindeyiz. Sen bizi ona yüzakı olacak ümmet eyle ya Rabbi. Ümit iklimi içinde gzüel işlerde muvaffak eyle ya Rabbi. Şeytanı ve avanesini bizim üzerimizden sevindirme ya Rabbi. Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var, dua edin icabet edeyim buyuruyorsun, bütün hayatımız dua eyle ya Rabbi.ç Dua manası ifade etmeyen bir anımız bile kalmasın ya Rabbi.Ey Rabbimiz biliyoruz sen her an bizimlesin. Bizi de seninle olduğumuzun şuuruna erdir. Bizim kalplerimizi de mir’at-ı mücella eyle ya Rabbi. Bize istemeyi veren zat nasıl isteyeceğimizi de öğretmektedir. Kendisine en güzel ve en müessir dualar öğretilen de hiç şüphesiz Allah Rasulü s.a.v. dir. Zira dua ile kapısı çalınan zatı en iyi bilip tanıyan odur. Duada Allah Rasulüne ulaşmak mümkün değildir. Onun bütün hayatı duadan ibarettir. Biz de onun bazı dualarıyla sana yalvarıyoruz ya Rabbi. Aciziz fakiriz güçsüsüz günahkârız pürkusuruz neresinden bakılsa sadece bir hiçiz hiç ender hiçiz. Allahım sana hamdolsun sen Haksın va’din haktır sana kavuşmak haktır sen,in sözün haktır cennet de cehennem de haktır nebiler ve Hz. Muhammed a.s. haktır kıyamet günü de haktır. Allahım sana teslim olduk sana iman ettik tevekkülümüz sanadır ve bütünüyle sana yöneldik. yalnız senin inayetinle varlığımızı devam ettirebiliyoruz. Yalnız senin hakemliğine başvuruyoruz. Sen bizim geçmiş ve gelecek günahlarımızı bağışla. Gelecekte bize günah işletme. Bizim için günah kapılarını kapat ya Rabbi. Gizli işlediklerimizi de açık işlediklerimizi de affet ve bunlardan öte senin bizden daha çok iyi bildiğin günahlarımızı da bağışla, çünkü biz kalbimizden geçenleri belki bilebiliriz ama sır hafi ve ahfamızdan geçenleri bilemeyiz, eğer bilmeden ve duygularımızda bir kopukluk oldu ise sen ondan dolayı da bizi affet ya Rabbi. Öne geçiren de geri bırakan da sensin senden başka ilah yoktur havl ve kuvvet sadece Allahındır, Allahım bizimle günahlarımızın arasını doğuyla batının arasını ayırdığı gibi ayır. Allahım beyaz elbisenin kirlerden temizlendiği gibi sen de bizi günahlardan temizle. Ya Rabbel Âlemin Allah Rasulü Hz. Muhammed a.s. ın senden istediği her hayrı senden talep ediyoruz, sana sığındığı her şerden de sana sığınıyoruz bizi muhafaza eyle. Hislerimize yenik düşürme. Hadiselere karşı dayanma gücü lutfeyle. Ey kalpleri evirip çeviren Rabbimiz . Bizim kalplerimiz dinin üzere sabit kıl, ayağımızı kaydırma bakışlarımızı bulandırma ve en sonunda hepimizi mahşer dehşeti içinde Efendimiz s.a.v. in livaül hamd isimli sancağı altında gölgelenen Kevserin başında serinleyen cemal sofralarında zevk-i ruhaninin zirve lezzetlerini tadacak olanlardan eyle.
Essalatu vesselamu aleyke ya Rasulallah
Essalatu vesselamu aleyke ya Habiballah
Essalatu vesselamu aleyke ya Seyyidel evveline vel ahirin velhamdü lillahi Rabbil Âlemin El Fatiha.
Yusuf Ziya Özkan
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.