Yusuf Ziya Özkan-Ahiretten Dönüş
Evet, Ayet ve hadislerin ışığında yaptığımız bu ahiret yolculuğundan şimdi yeniden dünyaya dönüyorum ve zaman tünelinden çıkıyorum karşımda bir levha
“Mutu kable en temutu=Ölmeden Önce ölünüz”
Sağımda gördüğüm levhada=
Herhangi birinize ölüm gelip de “Rabbim ölümümü yakın bir zamana kadar geciktirsen de
sadaka verip salihlerden olsam” demesinden önce size verdiğimiz rızıklardan harcayınız” yazılı
Solumdaki levhada da şu yazılıydı=
“Akıllı kimse dünyada iken ahiret için hazırlık yapandır”
Peygamberimiz Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor=
Hiçbir kul kıyamet gününde ömrünü nerede geçirdiğinden ilmi ile ne gibi işler yaptığından malını nereden kazanıp nereye harcadığından vücudunu nerede yıprattığından sorguya çekilmeden bulunduğu yerden kıpırdamaz.”
Levhalarda okuduğum ayetler ve hadisi şerif gafletten uyandırdı beni. O zaman muhatap olarak aldım nefsimi karşıma ve dedim ki nefsime=
-Ey nefsim Hesap vermeye hazır mısın, Seni en güzel biçimde yarattım bana ait sıfatlardan sana da lütfettim Seni eşref-i mahlûkat kıldım. Sen bu şerefi koruya bildin mi” derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Yaş ve kuru her ne varsa içinde bulunan şifa ve rahmet kaynağı Kur’an’ı gönderdim sana.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“Ey insanlar size Rabbinizden bir öğüt gönüllerdekine bir şifa müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. Okudun mu Kur’an’ı, anladın mı kelamımı uydun mu emir ve yasaklarıma rahmetim ile gerçek şifayı buldun mu?” derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Sonra peygamber gönderdim vahye mi açıklasın ahlakı ile örnek olsun diye Resulümün ahlakını örnek
bildin mi O’nun açıklamalarına tabi olup rızama nail olabildin mi? derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Her gün benimle sohbet edesin diye beş vakit namazı miraçta verdim sana hediye emrime uyup
her gün beş vakitte divana durabildin mi aksatmadan namazını kılabildin mi beş vakit benimle sohbet edebildin mi? derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
İnsanları sevgimle yarattım sen de onları sev dedim kin nefret dedikodu haset ve gıybeti kul hakkı almayı yasakladım yasaklarıma uyabildin mi insanları benim rızam için sevebildin mi? derse Allah
Cevap vermeye hazır mısın?
Evladını sana emanet ettim sen istedin ben de verdim emanete riayet edebildin mi görevini yerine getirip onlara en değerli hediye güzel ahlakı verebildin mi? derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Allahu Teâlâ buyuruyor=
Ey inananlar Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun onları yakıtı insan ve taşlardan ibaret olan Cehennem azabından koruyabildin mi?”
Sırat-ı Hakk’a koya bildin mi, Sırat-ı Hakka koya bildin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Anne ve babanı senin cennetin olarak yarattım
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem buyuruyor=
Annen baban senin cennetin ya da Cehennemindir kurtuluşun için onları sana bir nimet olarak verdim
Onları lütuf bilip hizmetinde cenneti hak edebildin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
El verdim sana helale uzanırsın diye ağız verdim helal lokma yiyesin diye haram lokma yedin mi?
Evladına haram lokma yedirdin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Kalp verdim hikmetleri mi kavrayasın diye kulak verdim hakikati duyarsın diye göz verdim hakikat-i göresin diye hikmetlerimi kavrayabilir değil mi?
Vahyimin ilahi sesini duyabildin mi?
Baktığın her yerde beni görebildin mi?
Derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Nimetleri mile donattım seni kulluk görevini bilesin diye.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım”
Kulluk görevini ifa edebildin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Mal verdim rızam için tasadduk edesin diye.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“Herhangi birinize ölüm gelip de Rabbim beni yani ölümümü yakın bir süreye kadar geciktirirsen de
Sadaka verip salihlerden olsam demesinden önce size verdiğimiz rızıklardan harcayınız”
Fakirin hakkını fakire verebildin mi?
Rızam için sadaka verip salihlerden olabildin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Seni iman gibi bir nimet ile müşerref kıldım akıl verdim sana düşürmesin diye güç verdim çalışasım diye çalışıp kazanabildin mi aklınla düşünüp gerçeği bulabildin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Sonra sana irade verdim bu şerefi koruyasın diye iman şerefini koruyabildin mi derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Seni olgun bir Müslüman yaptım Sırat-ı müstakimde olasın diye
Sonra sayısız nimetler verdim şükrünü eda edesin diye.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“Şüphesiz biz ona dosdoğru yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör”
Nimetlerimin şükrünü eda edebildin mi yoksa nankörlerden mi oldun derse Allah cevap vermeye hazır mısın?
Ey nefis hazır mısın zevkleri bıçak gibi kesen ölüme hazır mısın ebedi hayat yolculuğuna hazır mısın dikişsiz elbise giymeye hazır mısın 3-5 dostun omuzunda gitmeye hazır mısın karanlık kabre girmeye
Hazır mısın Münker’le Nekir’e cevap vermeye hazır mısın kıyamete dek berzahta beklemeye
Hazır mısın huzur-u ilahiye varmaya hazır mısın adlı ilahi önünde hesap vermeye hazır mısın amel defterin açılınca seni şaşırtan sürprizlere. Güveniyor musun amellerim ile başbaşa kalmaya Hazır mısın kıyamet günü kulakları sağır eden o sese.
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde kimsenin kimseye sahip çıkmadığı emir ve hükmün Yalnız Allah’a ait olduğu o muhteşem günün şiddetine tahammüle hazır mısın?
Rabbimin lisanı ile=
“O gün kişi kardeşinden annesinden babasından eşinden ve çocuklarından kaçar” dediği günde
Yalnız kalmaya hazır mısın?
“O günden korkunuz ki o gün de kimse kimseden bir şeyi ödeyemez kimse başkasının borç ve mesuliyetini karşılayamaz o azaptan kurtulmak için kimseden bedel kabul edilmez.”
İlahi İhtar gereği ancak yanında götüreceğin azığınla huzuru ilahiye çıkmaya hazır mısın?
Ve yine Rabbimin lisanı ile=
“O gün artık insan kendi kendinin şahididir” dediği imtihan gününde tüm organlarının senin lehinde ya da aleyhinde şahitlik yapacağı o günde elin dilin gözün kulağın kolun burnun ayağın miden aklın parmağın ve tüm organlarının itirafına şehadetine hazır mısın?
Ve Güneş’in dürüldüğü dağların yerinden sökülüp yürüdüğü denizlerin horul horul kaynayıp birbirine karıştığı ve ruhların bedenle yeniden buluştuğu o müthiş kıyamet gününde Cehennem tutuşturulduğunda ve Cennetin tüm güzelliğiyle yaklaşıp sergilendiğinde ey nefis cennete girmeye hazır mısın?
Ahiret yolculuğunda uğradığım her durakta pişmanlığım vurgulanmıştı ve pişmanlığımın temel sebebi ise dünyadaki gafletimdi. Buna rağmen gafletten bir türlü kendimi kurtaramamıştım. Gerçekleri görememiştim.
Ashabın ileri gelen bilgin kişilerinden Ebud Derda’ya ya bir adam gelir ve=
-İyi insan olmak istiyorum fakat kalbim hasta bana bir Şifa tavsiye et der
Ebud Derda da ona=
-Hastaneleri dolaş cenaze namazı kıl kabirleri ziyaret et der.
Adam Ebu Derda’nın dediklerini yapar fakat yine de kendisinde bir iyileşme hissedemez kalbi yine huzura kavuşmaz. Bunun üzerine tekrar çıkar imamın huzuruna ve kendisinin dediklerini yaptığını fakat herhangi bir iyileşme olmadığını söyler.
Ebu Derda ona hastaneleri dolaşmışsın hastaların feryadını kulakların duymamış cenaze namazı kılmışsın fakat onların çığlıklarını işitememişsin kabirleri ziyaret etmişsin fakat onların kabirdeki hallerine görememişsin evlat senin kalbindeki hastalık gaflettir öncelikle kalbini gafletten arındır der. Bunun üzerine ben de düşündüm bu mübarek sahabenin açıklamasından ders aldım ve mümin için en tehlikeli hastalığın gaflet olduğunun farkına vardım. Zira gaflet kişinin her yaptığını iyi gösterir.
Kişiye her şeyi en iyi kendisinin bildiğini zannettirir gurura götürür Allah yolunu perdeler Hakkı göstermez. Zira gaflet şeytanın oyunlarını tatlı buldurur ve oyuna dalıp ta kılmadığı namazlarından
yapamadığı hayırlı çalışmalarından dolayı neler kaybettiğinin farkına vardırmaz.
Zira gaflet kadehi şerefe diye kaldırırken o kadehle nelerden uzaklaştığını bir yılan zehiri gibi vücuduna inen alkolün nefsini ve neslini nasıl tahrip ettiğinin farkına vardırmaz.
Hülasa gaflet kötüyü iyi acıyı tatlı gösterir. Rezaleti fazilet zilleti İzzet gösterir.
Cinayeti Şeref kavgayı yiğitlik gösterir. İçkiyi gıda kumarı kar gösterir
Yalanı hüner doğruyu zarar gösterir rüşveti kaçakçılığı zekâ kanuna saygıyı ahmaklık gösterir.
Hakkın karşısında susmayı saygı zalimin karşısında el ovuşturmayı nezaket gösterir.
Evladını namaza alıştırmayı kaba kuvvet onunla kadeh tokuşturmayı medeniyet gösterir.
Sonuç olarak gaflet=
Öyle Ruhi bir hastalıktır ki,
Her şeyi olduğundan başka bambaşka ve ters gösterir.
Nihayet şu gerçekleri de anladım. Öğrenmeden Âlim olunmaz.
Çalışmadan hakikate varılmaz inanmadan Mümin olunmaz.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem sevilmeden sünnetine uyulmadan şefaati umulmaz Zikrullaha dalmadan tadı bilinmez Zikrullaha dalan dil asla yorulmaz.
Allah yoluna girmeden Cennete varılmaz. Cennete girmeden cemalullah görülmez.
Zekâtını vermedikçe malın kiri silinmez. Fakirin hakkı olan malda bereket olmaz.
Haram malla sağlam bina kurulmaz. Haramla beslenen nesil asla İflah olmaz.
Ahlaken ruhen sağlam olmayanın derdine derman bulunmaz.
Yalancı hilekâr düzenbaz sahtekâr Müslümanım dese de ahlaklı olmaz.
Dostluğun kıymetini bilmeyenle gerçek dostluk kurulmaz.
Menfaatini çok sevenin gerçek dostu da olmaz.
Ağzı kalabalık olanın günahı az olmaz. Boş boğazın başı dertten kurtulmaz.
Nefsin istekleri boldur. Nefse esir olunmaz. Nefsine esir olan şaşırır yolunu Hakkı bulamaz
Allah evidir gönül asla yıkılmaz.
Yıkılırsa gönül onarımı kolay olmaz Mümin’i kâmil olan kişi kul borcunu yüklenmez.
Öyle ağırdır ki kul borcu Allah bile affetmez.
Sayısız nimetler vermiştir Yüce Rabbim. Bir nimetin şükrüne bir ömür bile yetmez.
Azrail’in kapıyı ne zaman çalacağı belli olmaz.
Yağmur gibi gözyaşı dökse de insan son nefesteki pişmanlık fayda vermez.
Sevgi başkadır aşk başkadır gerçek aşka doyulmaz gerçek aşk Allah aşkıdır o da gafletle bulunmaz.
Sonuç olarak=
Allah’a layıkıyla kul olmak isteyen insan yaratılış gayesi ile hiç bağdaşmayan ve onu asıl hedefinden uzaklaştıran gaflet gibi bir noksanlığı felaket halkası olarak bir ömür boynunda taşıyamaz.
Bir an önce Hakka yönelip Hakkı bulmak ve bu hastalıktan kurtulmak durumundadır.
Gaflet hastalığından kurtulmadıkça maddeten ve manen huzura ermesi mümkün değildir.
Bunun için ben de Allah ile istişareyi yani Kur’an’ın hükümlerine uymayı Peygamberim ile istişareyi yani sünnetini yaşamayı ve ailemle çevremdeki güvenilir dostlarla istişareyi kendime prensip edindim ve Cenabı Hakk’ın Kur’an’daki beyanını aklımı kullanarak aradım buldum.
Sadık bir dost aradım kendime gerçek dost Allah’ı buldum.
Mürşidi Kamil’e aradım Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i buldum.
Üzerime Şifa aradım reçeteyi Kur’an’da buldum.
İbret almak istedim musallada yatan ölüyü buldum.
Zengin olmak istedim gerçek zenginliği kanaatte buldum.
Yükselmek istedim halk arasında onu da tevazuda buldum.
İnsanlarla iyi geçirme yolları aradım sırrını affetmekte buldum.
Birini aradım yaratandan ötürü bütün yaratılmışları sevgiye layık buldum
Gönüllere sevgi gülünü dikmek istedim onu da hoşgörüde buldum.
Alışverişte kârlı olanı aradım en karlı alışverişi Allah’a ödünç vermede yani fakirlere tasaddukta buldum.
Param olsa mutlu olurum dedim mutluluğun para ile satın alınamadığını anladım.
Dünya malından ne kadarı benimdir dedim sadece kefenimin olduğunu anladım.
Dünyadan ne kadar mal götürebilirim diye düşündüm kefenimde cep olmadığını gördüm.
Cihad etmek istedim gerçek düşmanım şeytanmış. Şeytana cihad açtım gerçek huzuru aradım onu da
“Men Sabera zafera”=”Sabreden zafere ulaşır” sırrında buldum.
Huzurumu kaçıran sebepleri aradım. Tüm çektiklerimin dilimden olduğunun farkına vardım.
Yaptıklarıma bir daha pişman olmayayım dedim çareyi öfkeyi yenmede buldum.
Birine nasihat etmek istedim nasihate en çok kendimi muhtaç buldum.
Nefsimi dava edecek mahkeme aradım mahkeme içindeymiş farkına vardım.
Suçlu aradım mahkûm etmek için suçlu nefsimmiş nefsime kelepçe vurdum.
Anama babama dostlarımın dostluklarına güvendim onların dostluklarının ancak mezara kadar olduğunu gördüm.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“İşte o gün kişi kardeşinden anasından babasından eşinden ve evladından kaçar o gün onlardan her birinin başından aşan bir işi vardır.”
Dünyadan göçerken imtihandan kurtuldum dedim kabirde Münker ve Nekir’i karşımda buldum.
Ödenmesi gereken acil borç nedir dedim kulluk borcu olduğunu öğrendim.
Ahirette suçlarımı bir kalemde silerim diye güvendim hesap günü rüşvetin geçerli olmadığını düşündüm.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez”
Bir yolunu bulur Cehennemden kaçarım dedim Cehennem bekçisi zebanileri düşündükçe bunun mümkün olmayacağına inandım.
Gizli günahlarımı saklarım dedim organlarımın günahlarıma şahitlik edeceğini bildiren ayeti hatırladım
Allahu Teâlâ buyuruyor=
O gün artık insan kendi kendisine şahittir”
Ve sonunda inandım ki gaflet en tehlikeli bir hastalıktır.
Allahu Teâlâ buyuruyor=
“Andolsun biz cinler ve insanlardan birçoğunu Cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır
Hakikati kavrayamazlar gözleri vardır hakikati göremezler kulakları vardır hakikati işitemezler. İşte onlar içgüdüleri ile hareket eden hayvanlar gibidir. Hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.”
İnanarak bilerek çalışarak bu hastalıktan kurtulmak için derhal kendime döndüm tövbeye sarıldım
Kurtuluşu tövbede buldum.
Çok şükür Elhamdülillah huzura erdim.
Sonunda geçtim boy aynasının karşısına karşıda gördüğüm kendime şöyle seslendim=
Allah’tan başkasına kul olma.
Kişiliğini Koru başkalarına el oluşturma başkalarını öv kendini övme kendi kusurunu gör başkalarının kusurunu görme kendinin de başkalarının da ayıbını anma kendinden de başkalarından da nefret etme kendine de başkalarına da yalan söyleme kendini de başkalarını da aldatma hatayı başkalarında arama kendinde ara.
Zenginliği kanaatte ara malda arama açlığını gidermek için tok gözlü ol tokluğu gönülde ara servette arama güzelliği sirette ara surette arama.
İhlası özde ara sözlerde arama.
Şansını çalışmada ara zarlarda arama. Rızkını helalde ara haramda arama.
Mevlayı gönlünde ara semada arama şifayı Kur’an’da ara hurafede arama rehberin Muhammed Mustafa Allahu aleyhi ve sellem olsun yolun onun kutlu yoluyla aydınlansın.
Rahmeti Rahman’dan iste kullardan isteme nimeti Halik’tan bekle mahlûktan bekleme.
Nasihati başkalarından önce kendi nefsine yap hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çek.
Başkalarından beklediğin güzellikleri önce nefsinde yaşa.
Güzellikleri yaşayarak başkalarına da örnek ol.
Şükrünü arttır nimetin artması için yine de şükrünü çok görme.
Kulluk görevinde gaflete düşme sakın.
Hz Davut Aleyhisselam’ın duası=
“İlahi saçımın her teli iki dil olup bütün zamanlar boyunca gece ve gündüz seni tesbih ve takdis etselerdi yine de senin nimetinin hakkını ödeyemezdim”
İlmini artır kendini bilmek için sevgini artır huzura ermek için cehlini gider hakikati bulmak için öfkeni yen pişman olmamak için sabır atına bin zafere ulaşmak için kendini de başkalarını da sev sevilmek için ahlaklı dürüst güvenilir ol sayılmak için eline diline hâkim ol başkalarını da üzme.
Kötülüklerden de iyiliklerden de ders almasını bil.
Zirvede zillet içinde yaşayanları örnek alma hak ettiği yerde izzet içinde olanları örnek al.
Devlet malı yetim hakkı ile dolu emanettir uzatma elini ona hesabı zor kul hakkına ihanettir.
Dostları küstürüp düşmanlarını sevindirme.
Çılgınlıklar yapıp da başkalarını kendine güldürme.
Dünya menfaat dünyasıdır cazibesine kapılma menfaatçiler çoktur sahte tekliflerine kanma.
Ebedi hayatı düşün Hakk’tan hakikatten ayrılma.
Bunun için Kur’an’a ittibada ashab-ı Kiram gibi ol.
Peygambere muhabbette Ehlibeyt gibi ol amellerde ibadette melekleş adeta camide cemaatte gerçek önder gibi ol.
Hayırda hasenatta Ebu Bekri Sıddık dürüstlükte adalette Ömer’ül Faruk rıfk ile muamelatta Osman Zinnureyn yiğitlikte şecaatte Aliyyel Murtaza gibi ol.
Tasaddukta kanaatte Ebuzer Gifari İffet hayâ ve takvada Hazreti Fatıma ilim ve irfanda Hazreti Âişe gibi ol.
Allah dostlarını kendine rehber edin nefsine hâkimiyette Hacı Bektaşi Veli hoşgörüde Mevlana Celaleddin-i Rumi sevgide muhabbette Yunus Emre gibi ol meczeyle örnekleri kendi nefsinde
Cümle âlem sana gıpta etsin sen âleme örnek ol.
Yusuf Ziya Özkan
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.