Yusuf Ziya Özkan-Şeytanın Hileleri 4.Bölüm
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz tekrar bir başka mevzua geçti ve şöyle sordu:
– “Sana göre insanların en saadetlisi kimdir?”
– Namazlarını bilerek kasten bırakan¬lar.
– “Peki, sana göre insanların en şakisi kim?”
– Cimriler.
– “Peki, seni işinden ne alı koyar?”
– Ulema meclisleri.
– “Peki, yemeğini nasıl yersin?”
– Sol elimle parmaklarımın ucu ile.
– “Peki, sam yeli estiği zaman ve ortalı¬ğı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin?”
– İnsanların tırnakları arasında.
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz bundan sonra, bir başka mevzuu sordu. İblis de ce¬vap verdi.
– “Rabbinden neler talep ettin?”
– On şey talep ettim.
– “Nedir onlar, ya laîn?”
– Şunlardır:
1- Allah’tan diledim ki, beni adem-oğullarının malına ve evladına ortak ede… Bu, ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki bu:
– “Onlara ortak ol… Mallarına ve çocuklarına. Onlara vaad et. Halbuki şeytan onlara en çok gurur vaad eder…” (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.
Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim faiz ve haram karışan yemekten de yerim.
Şeytandan Allah’a sığınılmayan malın da ortağıyım.
Cinsi münasebet anında; Allah’a şey¬tandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim… Ve o birleşmeden hasıl olan çocuk, bize itaat eder. Sözümüzü dinler.
Her kim hayvana binerken, helal yola gitmeyi değil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim. Yol arka¬daşı ve binek arkadaşı olurum.
Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir. Allah-ü Teala bana şu emri verdi:
– “Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart…” (17/64)
2- Allah-ü Teala’dan diledim ki: Bana bir ev vere… Bu dilediğim üzerine hamam¬ları bana ev olarak verdi.
3- Diledim ki; bana bir mescid vere. Pa¬zar yerlerine bana birer mescid yaptı.
4- Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma kitabı yap¬tı.
5- İstedim ki; benim için bir ezan vere. Mezmurları verdi.
6- Diledim ki; bana bir yatak arkadaşı vere… Sarhoşları verdi,
7- Diledim ki; bana yardımcılar vere… Bunun için de kaderiye mensuplarını verdi.
8- İstedim ki; bana kardeşler vere. Mal¬larını boş yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanları. Bunlar da şu Ayet-i Kerime ile sabittir:
– “O kimseler ki; mallarını boş yere har¬carlar… Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlar¬dır…” (17/27)
Bir ara Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu:
– “Eğer söylediklerini, Allah’ın kitabın¬daki ayetlerle isbat etmeseydin. Seni tasdik etmezdim.”
Bundan sonra İblis devam etti:
9- Ya Muhammed, Allah’tan diledim ki, ademoğullarını ben göreyim; ama onlar be¬ni göremeyeler. Bu dileğimi de yerine ge¬tirdi.
10- Diledim ki; ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa… Bu da oldu. Böylece ben, onlar arasında akıp gide¬rim… gezerim… hem nasıl istersem…
Bütün bu isteklerimi verdi.
– Hepsi sana verildi.
Buyurdu… Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra… Şunu da ekleyelim ki; benimle beraber olanlar, seninle beraber olanlardan daha çoktur. İşte… böylece kıyamete kadar, ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar.
Bundan sona İblis şöyle anlattı:
– Benim bir oğlum vardır… Adı: ATEME’dir. Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa… gider; onun kulağına bevl eder… Eğer böyle olmasaydı; imkan yok, in¬sanlar, namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı.
Benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da; MÜTEKAZİ’dir… Bunun vazifesi de; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır.
Mesela: Bir kul, gizli bir taat işlerse… ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa… MÜTEKAZÎ onu dürter… En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya mu¬vaffak olur. Böylece: Allah-ü Teala o amel sahibinin yüz sevabının doksan dokuzunu imha eder… biri kalır. Çünkü, bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.
Sonra… benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da KÜHAYL’dir. Bunun işi de insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve ha¬tip hutbe okurken.’ Bu sürme onların gözüne çekildi mi uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitemezler. Böylece hiç sevap alamazlar.
Bundan sonra İblis şöyle anlattı:
– Hangi kadın olursa olsun… Onun kalktığı yere şeytan oturur. Sonra… her kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur… Ve onu, bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadına bazı emirler verir. Mesela:
– Elini kolunu dışarı çıkar; göster. Der… O da, bu emri tutar… Elini, kolu¬nu açar, gösterir. Bundan sonra, o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar.
iblis, bundan sonra Resûlullah (s.a.v.) Efendimize kendi durumunu anlatmaya başladı:
– Ya Muhammed, bir kimseyi delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur.
Ben, ancak vesvese veririm ve bir şeyi güzel gösteririm… o kadar.
Eğer delalete sürüklemek elimde olsay¬dı; yeryüzünde:
– Allah’tan başka ilah yoktur ve Mu¬hammed Allah’ın resulüdür.
Diyen herkesi, oruç tutanı ve namaz kı¬lanı hiç bırakmazdım. Hepsini dalalete düşürürdüm. Nasıl ki, senin elinde de, hidayet nevin¬den bir şey yoktur. Sen ancak Allah’ın resûlüsün. Ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı; yeryüzün¬de tek kafir bırakmazdın.
Sen, Allah’ın halkı üzerinde bir huccet¬sin… ben de, kendisi için ezelde şekavey yazılan kimselere bir sebebim.
Said olan kimse, taa, ana karnında iken saiddir. Şaki olan da, yine ana karnında iken şakidir.
Saadet ehli kılan Allah… Şekavet ehli kılan da Allah.
Bundan sonra… Resülullah (s.a.v.) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu:
– “Bunlar, taa, sonuna kadar böyle de¬ğişik şekilde devam edecek… Ancak Rabbın esirgedikleri hariç…” (11/119)
– “Allah’ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir…” (33/38)
Bundan sonra, Resülullah (s.a.v.) Efen¬dimiz, İblis’e şöyle buyurdu:
– “Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah’a dönmen mümkün değil mi? Cennete girmene kefil olurum… Söz veririm…”
Bunun üzerine İblis şöyle dedi:
– Ya Resûlullah, iş verilen hükme göre oldu… Kararı yazan kalem de kurudu… Kıyamete kadar olacak işler olacaktır.
Seni peygamberlerin efendisi kılan, cennet ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah’tır. Ve o: Bütün noksan sıfatlardan münezzeh¬tir.
Ve İblis, cümlelerini şöyle tamamladı:
– İşte… bu söylediklerim, sana son sözümdür… Ve bütün söylediklerimi de doğru söyledim.
Yusuf Ziya Özkan
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.