Abdullah Tamamlar-Vefatı Nebi
Gel beru ey aşk-ı ihvân-i vefâ
Gel beru erbâb-ı irfân-i safâ
İş bu fırkatlu sözü gûş edelim
Derd ile âh eyleyip cûş edelim
Akıtalım gözümüzden yaşları
Tâzelensin bağrımızın başları
Ağlayıp ânın için görmez olan
Yarın oldur Hak Cemâlini gören
Pes bu nakl ile rivâyettir haber
Çün bu fâni mülkte ol hayrül-beşer
Vakt erişti dünyâdan kıla sefer
Ol güneş yüzlü ol alnı kamer
Her kim ol sultân için yaş indire
Yaşı anın tamu od’un söndüre
Altmış üç yaşına girdi ol Habîb
Ol şerif-ü ol latîf ü ol tabip
Geldi Cebrâîl Hakk’tan emrile
Söyledi anda Resûle lûtfile
Dedi sana Zü’l-Celâl etti selâm
Şöyle bilsin dedi ol hayrü’l-enâm
Ben ana key kat’i müştak olmuşam
Cümle halkı âna bende kılmışam
Bu sözü çün kim işitti ol Muîn
Kalbi mahzûn oldu ol şâhın hemîn
Ol mübârek gözlerinden döktü yaş
Cûş edüben ağladı hem dağ ile taş
Hüzn ile girdi içeru evine
Fatıma andaydı geldi yanına
Dedi ey canım baba hâlin nedir
Hasta mı oldu vücûdun nicedir
Dedi ki yâ Fâtıma yanar tenim
Dosta ulaşmak diler cânım benim
Hücre-i Ashâb ederlerdi tavâf
Ağlaşırlardı duruben sâf sâf
Âdet olmuştu Bilâl’e her seher
Esselâ derdi eyâ hayrü’l-beşer
Bir seher dahi geri geldi Bilâl
Dedi buyur ey Habib-i Zü’l-Celâl
Mustafâ dedi Bilâl’e ey lâtif
Bil vücudûmdür bu gün gâyet zâif
Var Ebû Bekr imâm olsun dedi
Tabi olsun ana Ashâbım dedi
Çün Bilâl işitti açtı başını
Gözlerinden döktü kanlı yaşını
Ağlayu ağlayu ol dertli Bilâl
Vardı Ashâb içine saldı melâl
Çün Ebû Bekir durup el bağladı
Duramayup el açuben ağladı
Vardı mihrâba yerini yerini
Hâli gördü ol Resûlün yerini
Derd ile âh eyleyuben ol zaman
Doldu mescidin içi zâr u figân
Mustafa dedi ki tutun durayım
Ol yârânlar katına ben varayım
Ol Habîbin sağ elin tutdu Âli
Sol elin ibn-i Abbâs ol velî
Koltuğûna giruben götürdüler
Tuta tuta mescide yetirdiler
Gayret ile geldi safa Mustafâ
İktidâ Ebû Bekr’e kıldı ol safa
Çün sahâbî hoş tamâm kıldı namaz
Kıldılar ol bi-niyâza çok niyaz
Mustafâ’yı gördü ol hâlde bunlar
Her biri âh edüben ağlaştılar
Kim ölüm ayırıser sizden beni
Allah’a ısmarladım kamunuzu
Hâlik’i zikretti evvel ol şefî
Dedi oldur Pâdişah olun mutî
Hem biliniz ki sivâ fânî dürür
Dâim Allah’tır ki ol bâkîdürür
Anda Ashâba nasîhat eyledi
Lûtfile anları cümle toyladı
Tutuben geri Ali Abbas ile
Geldi eve cümle ashab bîle
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile edin essalât
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah
Geldi girdi eve ol şâh-ı cihân
Dolmuştu evin içi dışı figân
Fâtıma âh edip anda ağladı
Babasının boynuna el bağladı
Ağlayuben dedi ey canım baba
Gönlümün eğlencesi canım baba
Ölme sen senin için ben öleyim
Sen sağ ol ben sana kurban olayım
Mustafa dedi yâ Fâtıma canım benim
Sil yaşını ağlama canım benim
Böyle deyip yaş ile doldu gözü
Dedi gani ol iki körpe kuzu
Yanıma gelsin Hasan ile Hüseyin
Kim bu gönlüm gamın anlar kesen
Ol iki mâhı varup getürdiler
Mustafa’nın yanına yetürdiler
Dediler kim ey dede n’oldun bugün
Yüreğimize bizim urdun düğüm
Ey n’olaydı böyle görücek sizi
Anamız doğurmamış olsa bizi
Erdi bu hâl üzerine iken Cebrâil
Dedi kim sana selâm etti Celîl
Sordu hâlini dahi dedi Hakk
Gör Habîbim ne kılar benden taleb
Ümmetimi dilerim Hakk’tan dedi
Dilediğim budurur çoktan beri
Geru Hakk’a vardı geldi Cebrâîl
Dedi kim sana selâm etti Celîl
Hakk Teâlâ sana çok lutf işledi
Ol yazıklı ümmetin bağışladı
Hem kıyâmet’te cem’i-i Enbiyâ
Çağrışuben nefsi nefsi söyleye
İllâ yüz tutup Muhammed Hazreti
Edekim vâ ümmetî vâ ümmetî
Ümmet isen hizmeti eyle tamam
Aşk ile de es-salâtü vesselâm
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile edin es-salât
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah
Fahr-i âlem göç eyledi dünyâdan
Ümmetlerim size olsun elvedâ
Bize gel oldu ol yüce Mevlâ’dan
Ashâblarım size olsun elvedâ
Bunu dedi yaşlar doldu gözüne
Bir figân düştü halkın özüne
Hasan’la Hüseyin’i almış dizine
Kuzularım size olsun elvedâ
Çağırın Bilâl’i gelsin yanıma
Yükümü yüklettim bindim atıma
Helâlım Âişe kızım Fâtıma
Ehl-i beytim size olsun elvedâ
Çağırın Bilâl’i hem salâ versin
Ali yusun, Fazlı suyumu kosun
Ebû Bekir dursun, namazım kılsın
Ashablarım size olsun elvedâ
Terâzînin sağ yanına oturur
Zebâniler tutar tutar götürür
Ümmet olanların işin bitirir
Ümmetlerim size olsun elvedâ
Ebû Bekre der ey pîr-i fânî
Veren alır imiş bu tatlı canı
Firdevs-i alâda bulun siz beni
Ashâblarım size olsun elvedâ
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile edin es-salât
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah
Cebrâîl geldikte Hakk’tan emr ile
Gelmiş idi anda Azrâîl bile
Taşradan içeriye kıldı nidâ
Dedi kim yâ ehl-i beyt-i Mustafa
İzniniz var mı içeru girmeğe
Ol münevver hub cemali görmeğe
Fâtıma eder eyâ miskîn garîb
Kat’i hastadır Resûl çeker taab
Var işine ey karındaşım arap
Bunda biz ağlaşırız her ruz u şeb
Bir dahi çağırdı der kim gitmezem
Mustafâ’yı görmeden terk etmezem
Fâtıma dedi ana kimsin acep
Dedi bir a’rabiyem kim hoş edep
Maslahat var içeri girsem gerek
Âşıkı mâşûka er görsem gerek
Ey benim devletli babam kimdürür ol
İçeru girmeklik ister yâ Resûl
Mustafa dedi eyâ can ü ciğer
Ol gelen a’rabidir sandın meğer
Ol gelendir eden oğullar yetim
Canlar alıp tenleri kılan remîm[
Oldur ol kim mâmuru virân eden
Oldur ol kim göz yaşın ummân eden
Câm-ı mevti sunan oldur Adem’e
Nâr-ı fırkat salan oldur Âdem’e
Adı Azrâîldürür gelsin beri
Kim ne cinn kurtulur andan ne peri
Fâtıma ana kapı açtı revân
Girdi Azrâîl içeri ol zaman
Ol vakit dedi Resûl-ü Müctebâ
Ey emîn hoş geldin imdi merhaba
Sordu kabz için mi geldin yâ melek
Ya ziyâret mi dürür ancak dilek
Dedi gelmişem ziyâret etmeğe
İzn olursa kabz eduben gitmeğe
Hakk buyurdu ben sana olam mutî
Her ne desen ânı tutam yâ şefi
Dedi Âzrâîl’e ol dem ol hümâm
Dilerim senden ilâ yevmi’l-kıyâm
Ben çekeyim ümmetimçün zahmeti
Kıl terahhum anları tutma kati
Bana kıy anlara kıyma yâ melek
Evvel âhir bu durur senden dilek
Hakk Teâlâ’dan nidâ geldi hemin
Yâ Muhammed dedi Rabbü’l-âlemîn
Ğam yeme kim yâ Habîb olma melül
Her ne kim sen diledin oldu kabûl
Dedi ashâba ol hayrü’l enâm
Ümmetime kılasız benden selâm
Ey beni can ile seven ümmetim
Hem seve canı gibi her sünnetim
Her işi bunlara tâlim eyledi
Dahi canın Hakk’a teslim eyledi
Çün sefer kıldı cihandan Mustafa
Dünyâdan hiç kimse ummasın vefâ
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Âşk ile derd ile edin es-salât
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah
Abdullah Tamamlar
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.