Web sitemize hoşgeldiniz, 08 Eylül 2024
Beğen 1

Süleyman Şahintürk-Sen Hazreti Adem Gibi

Sen Hazret-i Âdem gibi ihsanlara nâil
Mihrâb-ı melekken yine şeytanlara mâil
Esmâ-yı İlâhiyyeyi ârif ama câhil
Cennette bulunmuş iken âteşlere dâhil
Sen Âdem’in evlâdı ya Hâbil ya da Kâbil
Bir yol arıyorsun sonu cennetlere sâhil
Vermiş Yaradan, her yeni Peygambere temsil
Binlerce yıl olmuş deme, her an kılavuz bil
Onlar nice himmet ve azim sâhibidirler
Onlar ki hatâdan Yüce Rabbimce korunmuş
Onlar ki günâh işleme azminden arınmış
Son buldu Nübüvvet ve Vahiy Onlara mahsus
İlhâm-ı İlâhiyye gönül olmalı fânus
Bir yâd-ı cemil verdi, selâm eyledi Mevlâ
Âlemde Nebî kervanı hükmetmede hâlâ
Gel sen yine Âdem gibi tevbeyle felâh bul
İblisçe inâd etme tevâzuyla salâh bul
Hâbil gibi mâsûmiyet ısrârını göster
Nefsindeki Kâbilliğe inkârını göster
Tûfanda kalan rûhuna gel, merhamet eyle
Kurtulmaya bak Hazret-i Nûh’un gemisiyle
Kalbindeki tüm putları kır kır ve sonunda
Tehditle bırak baltayı nefsin omuzunda
Allah korur îmanlıyı, mazlûmu zulümden
Peygambere tâbîleri kurtardı ölümden
İbrâhim’e nâr, oldu serinlik ve selâmet
Mûsâ ki bebek kâtili Fir’avn’e emânet
Sen Hazret-i İbrâhim’in aşkıyla yanarsan
Yakmaz seni Nemrutların aklettiği nîrân
Kör nefsini dizginde tut ömrünce savaşla
Hep şerri fısıldar sana, şeytânını taşla
Bak Hazret-i İbrâhim’e; hâlis niyet öğren
Gör Hazret-i İsmâil’i; teslîmiyet öğren
Bak, Hazret-i Hâcer’de tevekkül ne de hoştur
Gel sen de tevekkülle berâber yine koştur
Dâvette sakın yükleme insanlara külfet
Tam tersi; Halil sofrası ol, herkese lutfet
Bir menfaatin hizmete yoldaşlığı menfî
“ sizden bir ecir istemeyiz, Hakk bize kâfî”
Gel Hazret’i Meryem gibi ol kân-ı sadâkat
Zâhirde susup göklere binlerce sadâ kat
Ecdâdını Yûsuf gibi dâim ederek yâd
Ol Hazret-i Yahyâ gibi hayrulhalef evlâd
Gör Hazret-i Yâkub gibi şefkatli peder ol
Evlâdın için gözyaşı dök, dök de heder ol
Hem sabra sarıl, ağlayarak yolları yokla
Hem geçme ümitten, gelecek gömleği kokla
Ol Hazret-i Yûsuf gibi bir mâden-i iffet
Burhân ile ver hâline en kuytuda saffet
Görsen de hıyânet, onu ihsân ile def’et
Kardeşlerinin aybını, taksîrini affet
Yûsuf gibi gör, nefsimizin arzusu boştur
Zindan o güzel Şâha saraydan daha hoştur
Biç, Hazret-i İdris gibi hikmet kumaşından
Kudretle çık İlyas gibi tevhid savaşından
Tebliğ ve hidâyette sakın ye’se kapılma
Tekrar çağır insanları Yûnus gibi yılma
Yüzlerce yıl anlattı da inkârcı gürûha
Sor kaç kişi “âmentü” demiş Hazret-i Nûh’a
Piş Hazret-i Eyyüb gibi sabrın ateşinde
Koştur şu Süleyman gibi rüzgârı peşinde
Sen Hazret-i Dâvud gibi çınlat da semâyı
Bul, Hazret-i Lokman gibi her derde devâyı
Geç, Hazret-i mûsâ gibi zâhir denizinden
Git, Hazret-i Yûşâ gibi irfânın izinden
Kal, Hazret-i Hârun gibi sâdık ve mülâyim
Dur, Hazret-i Dâvud gibi dünyâlığa sâim
Göster Zekeriyyâ gibi; “Neslim” diye gayret
En zorlu musîbetlere en zirvede sabret
Haşr ibreti al, sen de Üzeyr’in eşeğinden
Sıdk ibreti al, Kehf’in o sâdık köpeğinden
Âdem gibi çıktın ama cennet beşiğinden
İdris gibi gir, çıkma şu Firdevs eşiğinden
Engelleri teşvik bilen, en sağlamı geçti
Peltek idi Mûsâ’da dil, Allâh O’nu seçti
Her Fâtiha, Mûsâ gibi var Hakk’a kelîm ol
Îsâ ve Halil meşrebi ol, halka halîm ol
Ver sen de terâzîne Şuayb’ın ayarından
Kul hakkına dikkat ile Mîzân’a hazırlan
Te’sirli konuş, sır ve delil gönlü kuşatsın
Leyyin sözü seç, kalbini küfrün, yumuşatsın
Haksızlığı Yahyâ gibi haykır umerâya
Yoklukta moral vermeli sözler fukarâya
Bilhassa eğip bükmeye gelmez sözü söyle
Hakk Elçilerin sözleri baştanbaşa böyle
Onlar ki küfür hâlini etmez de bahâne
En tatlı, zarif sözleri söyler ebeveyne
Hortlar bugün azgınlığı, Âd’ın ve Semûd’un
Takvâyı öven gürsesi ol Hazret-i Hûd’un
Sen sergile Sâlih gibi şahsiyyeti baştan
İstense şehâdet, çıkar ispâtını taştan
Zülkarneyin ilmiyle cehâletlere sed çek
Şark ehline, garp ehline yol bulmalı gerçek
Al hisseni ihyâ eden Îsâ nefesinden
Kurtarmalısın rûhunu deccal kafesinden
Doğmuştu kısır Vâlideden, yaşlı Pederden
Bir müjde ol İshak gibi, çık gel ötelerden
Gel, Lût gibi bir tek kişi kalsan bile şaşma
Mecbur isen; ahlâksıza katlan da bulaşma
Gayretleri zannetme ki nisyân olacaklar
Ukbâya kadar Hazret-i İlyâs’a selâm var
Ten gömleği toprak ama rûh özde semâvî
Bak Elyasa, Tevrât ile bulmuştu tedâvî
Teslîm oluşun, Hazret-i Zülkifl’e yaraşsın
Zincirleme ecrin nice bin katları aşsın
Doğ Hazret-i Îsâ gibi imkânsıza rağmen
Bir ruh gibi yüksel göğe, mâdem öleceksen
Can Ahmed’in iclâlini etmek için ikrâr
Îsâ inecek, Ümmet-i Ahmed ile tekrar
Sen, Ahmed-i Muhtâr’a muhabbet ile bağlan
Binlerce Nebî oldu vezir; Nur ise Sultan
Binlerce Nebînin nice mümtaz sıfatından
Hepsiyle mücellâ idi Peygamber-i Zîşan
Âteşleri gülzâr eden ecdâdı peşinden
İnsanlığı kurtardı cehennem ateşinden
Taş kalpli nesilden çıkarıp en yüce fecri
Deryâları yarmak ne ki çâk eyledi bedri
Mevtâ idi, âmaydı, devir câhiliyetti
İhyâ ve devâ etmeye “bir nefha”sı yetti
Hiçbir bedel olmaksızın olduk O’na ümmet
Nîmetle müsâvî mi ya bizlerdeki gayret
Medyûnuz o kervâna selâm eyleyelim biz
Son faslı salâtlarla hitâm eyleyelim biz


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.