Seyyâle-i ‘aşkam ebedî nûr-i bekâyem
Her zerrede var şu’lelerim şems-i hüdâyem

Cevlân-geh edüp arsa-i lâhûtu gezer dil
Ekvâna dönüp nâmiye-bahşâ-yı fenyâyem

Esdâdı ezüp cem’ ile bir noktaya koydum
İksîr-i sürûrumla şifâ-bahş-ı belâyem

U’cûbe-i dehrim kederim ‘ayn-ı sürûrum
Sırrımla serîrimde safâ-rân-ı hafâyem

İskât-ı izâfât iderek vahdete irdim
Vahdetle Hudâ lutfuna hem-bezm-i likâyem

Bir sırr-ı ‘azîmin olaraķ vâris-i hakkı
Bî-pervâ uçaram sırr-ı vücûdumla hümâyem

Tevfîk-i Hudâ yâver olup seyr ü sülûke
Hatmiyyet ile vâkıf-ı esrâr-ı ‘amâyem

Âzâde-serim dağdağa-i havf u recâdan
İklîm-i kanâ’atde emîrü’l-ümerâyem

Müştâk-ı mecâlîsi olup sulh u salâhın
Her şeb beşere zâkir-i âyîn-i du’âyem

Sırrındaki ‘ulviyyeti itdikçe tefekkür
Rikkatle esef-hân-ı dalâl-i cühelâyem

Hurşîd-i ümîdimle mücellâ-yı cemâlem
Müstakbeli tezkâr ile hep nağme-serâyem

‘Ahd-ı ezelî subh-ı tecellâda göründü
İmhâ-yı leyâl itmeğe bir mihr-i vefâyem

Feryâd-ı ceres bedrakadır kûyine yârin
Feryâdıma gel rehber-i râh-ı ‘urefâyem

Zerrât bütün gulgule-sâz-ı ehadiyyet
Ezvâk ile ben sâmi’-i âheng-i nidâyem

Raksân iderim dilleri mânend-i küreyvât
Cünbüş-geh-i ezkârda ben nây-i nevâyem

İlhâm-ı hakîkatle dilim mahrem-i esrâr
Kurbiyyeti idrâk ile pür-zevk ü safâyem

“Lâ fahre” derim feyzimi tevcîh ile Hakk’a
Âdâbda ben tâbi’-i Fahrü’l-üdebâ’yem

Ben ben diye duydukca beni eyleme ta’yîb
Hakk benliğidir ben ise bir lafz-ı edâyem

Yıllarca öpüp hâk-i der-i kutb-ı cihânı
Ķalbiyle bugün ķıble-i ‘uşşāķ-ı Hudâ’yem

Geylân güneşi sırr-ı zuhûrumda fürûzân
Veysî-sıfatım silsile-i ehl-i rızâyem

Altmış üç ile dört yüzüyüm cevher-i câmi’
Halvet-geh-i esrârda bir nûr-ı bekâyem

Eltâf-ı Hudâ hârika-sâz-ı şerefimdir
Hakk’dan bilirim masdar-ı te’sîr-i du’âyem

Âyîne-i sırrımda hüveydâ bütün eşyâ
Bi’l-cümle mecâlîye şeref-rîz-i cilâyem

Sûretde görüp sanma beni sâkin-i arzem
Ben câlis-i ser-menzil-i sükkân-ı semâyem

Seyr eyleyerek dâire-i halk ile Hakk’ı
Mecmû’a değil câmi’a-i her-dü-serâyem

Allah direm raksa girer ‘âlem-i bâtın
Zâhirdeki ‘aksiyle de pür-cûş-i sadâyem

Tesbîh iderim hâlıkıma lahza-be-lahza
Tevhîd ile ‘asrımda vahîdü’ş-şu’arâyem

Bir batnım içün bâtını ben eylemem ifsâd
Bakmam ruh-i gerdûna şeref-dâr-ı ibâyem

Gel gülşenime mâil-i gülzâr ise kalbin
Seyyâh-ı riyâzem ezelî bâd-ı sabâyem

Fahr itmedeyim Fahr-ı Cihân hubbu dilimde
Ser-tâcım odur ‘âşık-ı evlâd-ı ‘abâyem

Tezkâr iderim hüzn ile hâl-i Haseneyn’i
Eşk-âveriyim sîne-zen-i Kerbelâ’yem

Allah’ı Muhammed’dir iden dillere telkîn
Ben bendesiyem sıdk ile sadr-ı ümenâyem

Kâfî gelemez medhine elfâz-ı kerîme
Medhinde anın ‘âciz-i elfâz-ı senâyem

Sırrında döner raksa girüp cümle ‘avâlim
Feyziyle anın bedraķa-i râh-ı hüdâyem

Mir’ât-ı Muhammed’de Hudâ oldu hüveydâ
Hakk’ım dime ammâ dime Hakk’dan da cüdâyem

Ahmed ki odur nüsha-i kübrâ-yı kemâlât
Bâbında anın hürmet içün nûr-ı hayâyem

Bir kerre öpen pâyini dirse yeri vardır
Lutfuyla anın ben de kebîrü’l-küberâyem

Hakk bendesiyem mülk-i cihân tahtına sâhib
Âsûde-dilim bî-keder-i neng ü riyâyem

Itlâk ile takyîdi der-i halvete koydum
Ben lâbis-i ‘abdiyyet olan şâh u geydâyem

Hâcâtını i’lâ iderim dergeh-i Hakk’a
Mecdî şeref-ârâ-yı kulûb-ı fuķarâyem