Zekeriya Yıldız-Sürgün Şarkılar
Dinle yüreğimden bu şarkıyı ve ağlama, gözlerini görmesem de karanlıklarda, yine de araya girmesin kimse. Ne bir umut ne de bir sevda. Yağmurun yalnız bahçeme yağdığı bir bahardı. İnsanlar kentin duvarlarına bakıp ağlardı, sen yakındın öylesine yakındın ki, soluğunu duyuyordum. Tutmak belki de mümkündü ellerinden. Yağmurun yalnız bahçeme yağdığı bir bahardı.
Ben şimdi uzağım uzak ve sürgün. Çiseleyen o yağmur hiç dinmedi. Eritti bizi eteklerinde yeryüzünün. Biliyor musun gülüm yaram kanıyor. Saçlarımda ılık rüzgârın eli yağmur yağıyor durmadan. Toprak yıkanıyor. Ayağımda hayatım hep çamur oluyor. Belli ki gözlerin dağların ardında. Karların eriyişinden biliyorum. Karışan gözyaşlarım değil kar sularına. Yeryüzüne ben yüreğimi koyveriyorum.
Biliyor musun gülüm sonra doludizgin geldi ölüm. Acımız büyüdü, sırtımızda dağlar büyüdü. Yok edemedi ölüm bizi yok edemedi. Bütün şarkılarını sana adadı gönlüm. Acımız büyüdü, sırtımızda dağlar büyüdü.
Dinle dinle yüreğimden bu şarkıyı ve ağlama, kalmayacak hesabımız yazılı kâğıtlarda. Kaybolan adımızı bulacağız arayıp. Ülkemizin vadilerinde ve kayalıklarda yankılanan şarkımızı.
Ve şimdi ben gülüm kalemimin soluk mürekkebiyle başlıyorum. Yüreğimin ılık esintisiyle. Geceleri eğilip ağlasam kim duyar titreyen nefesimi. Acıyı içimde eritsem mumlar kıskanır mı beni. Ellerini arıyorum böyle her yerde, bizi yokluğumuzdan arıtan o saf ellerini. Acı bir kanlı hançer gibi yüreğimizde büyüyor gürbüz bir çocuk gibi. Kaldığım yerden başlıyorum anlatmaya kalbimin en ücra yerindekini. Ben bütün duvarları yok sayarak yürüdüm, aldırmadan gecenin karanlığına, kalbim titriyor sevgilim sana geliyorum ben yalnız sana geliyorum, sana adıyorum acılarımı, ağlıyorum gözyaşım senin oluyor, ben senin oluyorum, gecenin sessizliğinde kalkıp adını kalbime yazıyorum. Bütün duvarları yok sayarak yürüdüm ben, sana geliyorum putları kırarak ellerimle. Saklamıyorum gülüm varsın aksım gözyaşlarım, görüyorsun ya sana geldim, ağlasam da gülüyorum.
Gülüm, bir yağmur sıcacık bahar yağmuru, durmuş çiçeğe dallar, dağlar kıyama, bizim için kabartıyor denizler sularını, bütün aşklar kayboluyor ve ben sana dönüyorum. Sevda değil bu uzamış yemindir sana, değildir biliyorum senden başka ne varsa, saklamıyorum gözyaşlarımı gülüm varsın aksım kucağıma, bütün putları kalbimden kırıp ellerimden atıyorum ve sana geliyorum Allah’ım.
Biliyor musun gülüm, çiçeklerin elleri beyaz, geceler bile değmemiş ellerine. Şafak sökümünde ve uyku bitiminde kuşların sabahı beklediği yerde ben bekleyemem böyle eli kolu bağlı, ölüme duran hasta gözleri gibi çizgiler yoktur benim gözlerimde, ağlamalar dökülen yapraklar içinde kor gibi çiçekler düşüyor ellerime gülüm, kar gibi çiçekler.
Kimse yok artık aramızda, senden başka kimse bağlamıyor beni, bir çocuk gibi koşabilirim sana, tortu bırakmaz gözyaşım yeryüzünde, çekilir köşelerine bütün zalimler, arz ederim önünde her şeyimi. Artık kollarını aç bana, yoksa oturup ağlayacağım bir yetim çocuk gibi.
Ağlamalar dökülen yapraklar içinde kor gibi çiçekler düşüyor ellerime gülüm, kar gibi çiçekler. Yürümeliyim biliyorum varmalıyım, tutmalıyım çiçeklerini beyaz ellerinden, bu çiçekler bize öğretmeli acıyı bizden. Ağlamalar dökülen yapraklar içinde kor gibi çiçekler düşüyor ellerime gülüm, kar gibi çiçekler.
Dışarda yağmur içerde sevda, yağmur toprağa düşer, ağlama bana, ay ışığından uzak bahçelerde sen misin esen, yoksa rüzgâr mı, ölüm mü gezinen köşelerde, sen misin okşayan saçlarımı. Ha kalbim enginlerde bir gemi, yürüyorum şimdi dost kollar bekler beni. Bekler güzel acılar yollarda şimdi, açmaya hazır yabani bir gül gibi.
Eğiliyorum toprak kokusuna yağmur kokusuna, bir güneşin doğuşunu duyuyorum içimde, yürüyorum bir umut türküsüyle. Şimdi dost kollar bekler beni.
Ay ışığından uzak bahçelerde, duyurmadan gel ayak seslerini. Gel ne olur kalbim kalmasın yerde sarsın sıcaklığını yüklerimin gel gülüm.
Zekeriya Yıldız
Sitemizde sanatçıya ait toplam 9 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.