Belh, diğer adı İslâm kubbesi,
Belh, beldelerin anası, Ümmü’l-Bilâd,
İlim ve irfan merkezi,
Horasan’ın ihtiyar şehri.

Selçuklu veziri Nizamülmülk Belhe,
Medrese, rasathane, kütüphaneler yaptırmıştı.
Bahaeddin Veled, Belh’in bilgini, tevhit inancında,
Sözü dinlenen, ezberlenen, rağbet gören kişisi.

Gelirdi soyu Hz.Ebubekir (r.a.) Efendimizden,
Babası Bahâeddin Veled Hazretleri,
Resulullah’ı (sav) rüyasında gördü,
Verdi Sultan’ül Ulema adını kendisine.

Hüseyin Celâleddin Hatibî oğlu Bahaeddin Veled,
Yedi ceddi bilgin, özü sözü doğru bir insan.
Anası Sultan Alaaddin Muhammed Harezmşah kızı,
Melike Cihan hanedan kızı.

Bahaeddin genç yaşta, kaybetti babasını,
Annesi, tahsil ve terbiyesi ile ilgilendi.
Tasavvufta merhaleler aldı,
Ondan, feyiz ve ilim almak isteyenlerin haddi hesabı yoktu.

Dedeleri gibi, din uğruna çalışıp,
İzlerinden gitti,
Bahaeddin bir gece rüyasında,
Resulullah’ı (sav) gördü,
Aynı gece de üç yüz alimle birlikte.

Resulullah, Bahaeddin Veled’e iltifat etti,
Sağ tarafına oturttu;
“Sultanü’l Ulema deyiniz “Diye,
Emreyliyor herkese.

Aynı rüyayı gören alimler, sabah olunca erkenden,
Baha Veled’e geldiler söylemeye.
Baha Veled, rüyayı anlattı onlara,
Aynı görülen rüya üzerine, Sultan-ül Ulema oldu, hemen o günde.

Bahaeddin Veled, evlenme çağında,
Evlendi, Emir Rükneddin kızı mümine hatunla,
Mümine hatun, mübarek anneleri,
İbrahim bin Ethem Hazretleri torunu.

Ulu devlet, görkemli geleneğin hakkıdır
Atalar sözü,burada tezahür etmekte.
Çünkü doğacak büyük bilgin,
Ancak, böyle asil bir soydan türemek te.

Bir yıl sonra Alaaddin Muhammed doğdu,
Daha sonra ise, ikinci çocuğu oldu.
Yüzünde gün ışığı parlayan,
Celâl nurları ışıldayan,
Muhammet Celâleddin doğdu.

Başka hiçbir çocuğa benzemeyen,
1207’de Belh’de doğan, Muhammed Celâleddin,
Bilgin, alim, veli, mutasavvıf bir babadan,
Görgülü, imanlı, asil mümine bir anadan,
Belli bir zaman sonra da,
Annesi ve müritleri, Seyyid Burhaneddin’le,
Büyümekte ve takip edilmekte…